Anka Çocuk

Ergoterapi ve Duyu Bütünleme

Ergoterapi ve duyu bütünleme ile çocuğunuzun motor becerilerini geliştirin, günlük yaşantısında bağımsızlık kazandırın. Profesyonel terapistlerimizle destek alarak gelişimine katkı sağlayın.

Ergoterapi anlamlı ve amaçlı aktiviteler ile sağlığı ve refahı geliştiren kişi merkezli bir sağlık mesleğidir. Ergoterapinin temel amacı kişinin aktivitelere olan katılımını artırmaktır. Ergoterapistler kişilerin yapmak istedikleri, yapmaları gereken ve kendilerinden yapmaları beklenen aktiviteleri yapabilme becerilerini geliştirerek veya aktiviteyi ya da çevreyi kişinin katılımını daha iyi sağlayabilecekleri şekilde değiştirerek kişinin yaşam kalitesini artırmayı hedefler.

Çocuklarda ergoterapinin temel amacı çocuğun günlük yaşam aktivitelerine bağımsız katılımını sağlanmaktır. 0-18 yaş arası çocuklar birçok beceriyi kazanarak yaşamlarını şekillendirirler. Okul öncesi dönemde, okula hazırlık döneminde ve okul çağında ihtiyaç duydukları bu becerilerde zorlandıklarında katılımları doğrudan etkilenir. Ergoterapi ile çocukların zorlandıkları alanlar belirlenerek uygun müdahale programları hazırlanır. Çocuğun yaşına göre; duyusal, fiziksel, duygusal, bilişsel ve sosyal becerileri değerlendirilip, çocuğun hangi alanla zorlandığı belirlenerek kişiye özel müdahale programları uygulanır.

Her gün çevremizi deneyimler ve çevremizden gelen duyusal bilgileri yorumlarız. Bu bilgilerin geldiği duyular: görme, işitme, dokunma, tat, koku, denge ve hareket duyusu (vestibüler duyu), ve kas ile eklem duyusu (propriosepsiyon). Denge ve hareket duyumuz uzay boşluğunda nerede olduğumuzu ve başımızın yerçekimine göre nerede olduğunu bilmemizi sağlarken; kas ve eklem duyumuz ise bize ne kadar kuvvet uyguladığımızı ve vücut uzuvlarımızın vücudumuza göre nerede olduğunu bilmemizi sağlar. Bütün bu duyular bize kendi vücudumuz ve çevremiz hakkında bilgi sağlar. Beynimizin gelen duyusal bilgileri düzenlediği ve yorumladığı bu sürece Duyu Bütünleme denmektedir.

Çocukların çoğunda duyu bütünleme tipik çocukluk deneyimleri ile gelişir. Çocuklar bu duyusal deneyimler ile gelen duyusal girdiyi yorumlama, ayarlama ve uygun cevap oluşturmayı geliştirirler. Örneğin çocuklar; koşma, sallanma ve yuvarlanma gibi aktiviteler ile vücutlarının uzaydaki konumu hakkında bilgi kazanırlar.

Bu kazanım ve bilgi onların dünyada güvenli bir şekilde gezinmelerine yardımcı olur. Örneğin; yolun karşı tarafına güvenli bir şekilde geçmek. Bununla birlikte bazı çocukların duyusal bilgiyi düzenleme becerisi olması gerektiği gibi gelişmeyebilir. Bunun sonucu olarak; oyun, giyinme, yemek yeme ve sakin kalabilme gibi günlük yaşamlarında zorluklar ortaya çıkabilir.

Bu durum çocukta duyu bütünleme ile ilgili problemler olduğunu gösterir. Bu problem sıklıkla duyu bütünleme bozukluğu ya da duyusal işlemleme bozukluğu olarak tanımlanır.

Duyusal İşlemleme Bozukluğu (DİB), bazen duyu bütünleme bozukluğu/disfonksiyo- nu ya da duyusal işlemleme disfonksiyonu olarak da bilinir. Bu durum sıklıkla gözden kaçmakla birlikte tipik bir fonksiyonelliğe sahip çocuklarda, otizm spektrum bozuklu- ğu, dikkat dağınıklığı, öğrenme güçlükleri olan çocuklarda ve diğer nörolojik durumlar- da görülmektedir. Bu bireyler duyularından (dokunma, işitme, tat, görme, koku ve hareket) gelen bilgileri efektif bir şekilde işlemleme yapamamaktadır ve duyusal hassasiyetler, motor becerilerde gecikme, kendini sakinleştirme ile ilgili zorluklar, dikkat ve davranışlardaki problemler ile karşılaşmaktadır. Duyusal işemleme bozuklu- ğu olan çocuklarda aşağıdaki problemlerin birini veya daha fazlasını görebiliriz

Duyusal Modülasyon Disfonksiyonu, başkaları için tipik olan ve rahatsız etmeyen duyusal bilgiye aşırı tepkisellik ile karakterize bir durumdur. Bu alandaki zorluklar sakinleşebilme(self-regülason) ile ilgili zorluklar ve savaş, kaç ya da don cevapları ile sonuçlanabilir. Bu çocuklar elbiselere karşı hassas, yemekte mızmız/seçici, seslere aşırı tepkili olabilir veya hareketli aktivitelerden korkabilir.

Duyusal Diskriminasyon (Ayırt Etme) Disfonksiyonu, duyusal bilginin önemli özellik- lerini işlemleme ve yorumlamadaki zorluklardır. Kişinin başının hangi pozisyonda olduğunu, hareket durumunu(hareketli/durgun), hangi yöne hareket ettiğini ayırt etmesi hareket bilgisinin ayırt edilmesine örnek olarak gösterilebilir. Duyusal bilginin ayırt edilmesi kişinin motor becerileri sergilemesini sağlar ve bu alandaki zorluklar spor, el yazısı, koordinasyon ve top oynama becerileri gibi postüral kontrol ve motor beceri gerektiren alanlardaki problemler ile sonuçlanır.

Praksis Bozuklukları, motor planlama, vücudun iki tarafını koordine etme ve zamanla- ma ile hareket içeren komplike motor koordinasyon aktiviteleri uzay boşluğunda sergilemedeki problemleri içerir. Praksis alanındaki problemler giyinme, alet kullanı- mı, oyun oynama veya ev ödevini organize etmek gibi günlük yaşamdaki motor görev ve aktiviteleri yapmada zorluklar ile sonuçlanır.

Duyu bütünleme temelli terapi her çocuğun bireysel ihtiyaçlarına göre uygulanmaktadır. Terapi; self-regülasyonu, duyusal işlemlemeyi, vücut farkındalığını, motor planlamayı veya kaba-ince motor becerilerin gelişimini hedeflemektedir. Terapist aile ve çocukla birlikte çocuğun bu alanlardaki gelişimini desteklemek için ortak hedefler belirler. Terapist terapide çocuğun fikirlerini kullanarak ve onun liderliğinde bir seans yapılandıracaktır. Bu aktivitelerin çocuk için anlamlı hale gelmesini sağlayacaktır. Hayali oyunlar çocuğun terapist tarafından istenilen aktiviteye geçişini kolaylaştırılmak amacıyla sıklıkla kullanılır. Terapist, aktiviteleri çocuğa en uygun seviyede olacak şekilde modifiye edecektir. En uygun seviye, çocuğun katılımını engelleyecek kadar zor olmayan ya da hemen yapıp ilgisini çabucak yitirmesine neden olmayacak kadar kolay olmayan düzeyde modifikasyon anlamına gelmektedir. Terapi sırasında çocuk normal oyun oynuyormuş gibi görünebilir, fakat çocuk ve terapist çocuğun duyusal süreçleri ile beceri gelişimini desteklemek için düzenlenmiş aktiviteler ile çok sıkı bir şekilde çalışıyordur.

Çocuğunuzun terapi esnasında dahil olduğu tüm aktiviteler amaca yöneliktir. Aktiviteler duyusal sistemlerin gelişimini destekleyen tarzda olabilir. Örneğin; çocuğun fasülye kutusunda nesne bulması ya da özel bir salıncakta sallanması. Bazı aktiviteler kuvvet ve postüral kontrolün gelişimini destekleyecektir. Örneğin; tırmanma ya da çekme aktiviteleri, büyük bir yastığın üstünde dengede durma veya trambolinde zıplama. Bazı aktiviteler ise motor koordinasyon, planlama ve uzay boşluğunda zamanlama ve hareket içeren motor becerilerin gelişimini destekleyecektir. Örneğin; engel parkurları, scooter board ile belirli bir yönde gitme ya da hedefe nesne atma. Terapi ilk başta duyusal işleyişin geliştirilmesi, postür kontrolü, dikkat ve regülasyon gibi temel becerilerin geliştirilmesi üzerinde duracaktır ve ilerleyen terapi sürecinde daha çok beceri temelli aktivitelere geçilecektir. Sosyal beceriler terapide her çocuğun terapisti yanında olmak koşuluyla grup halinde yapılan seanslarda geliştirilebilir.

Terapinin sıklığı çocuğun bireysel ihtiyaçlarına göre değişkenlik gösterebilir. Bazı çocuklarda seanslar haftada 2 veya 3 kere olabilir. 

 

Duyu bütünleme bireyin vücudunu etkin bir şekilde kullanabilmesi için vücudunda ve çevresinden gelen duyu uyaranlarını alması organize etmesi ve yorumlaması sonrasında uygun cevabı oluşturmasını sağlayan nörolojik bir süreçtir. 

 

Duyu bütünleme teorisi beyin ve davranış arasındaki ilişkiye dayanmaktadır. Öğrenme, hareket ve çevreden gelen duyusal uyaranın algılanması ve işlemlenmesi yeteneğine ve duyusal uyaranın davranışı planlama ve organize etmede kullanılmasına bağlıdır. Duyusal işlemleme yeteneğinde azalma olan bir bireyde uygun zaman ve mekanda uygun hareketin ortaya çıkmasında da zorluklar görülecektir.

 

Duyu bütünleme bozukluğu(DBB), kişinin günlük yaşamını devam ettirebilmesi için çevresinden ve kendi vücudundan gelen duyuları gerektiği gibi kullanıp uygun cevabı oluşturamama, gelen duyuları ayırt edememe, haraketleri planlayamama ya da vücudun duruş şeklini koruyamama ile sonuçlanabilen bir süreçtir.

Klasik yoga uygulamasında yer alan nefes (pranayama), duruş (asana), meditasyon ve gevşeme (savasana) tekniklerinin çocukların bireysel farklılıkları göz önünde bulundurularak uyarlanmış; hikaye anlatımı, oyun ve drama teknikleri ile desteklenmiş şekli ile verimli ve eğlenceli vakit geçirmesini hedefliyoruz. 

 

Genel akış; ısınma, asanalar, nefes egzersizleri, meditasyon, oyunlar ve gevşeme şeklinde olacaktır.

 

Çocuklara yönelik olan bu teknikler sayesinde çocuklar; disiplin, özgüven, eğlence ve sorumluluk duygusunu edinirler. Çocukların esneklik, denge, koordinasyon, postür, motor planlama ve motor becerilerin desteklenmesi de hedeflenmektedir. Duyuları kullanarak vücut farkındalığını artırma, doğru nefes teknikleri ile stres, kaygı, korku ile başa çıkmayı sağlama ve odaklanma yeteneğini geliştirmeyi, sosyal ve kişisel farkındalık, bedeninin ve kendi sınırlarının ve potansiyelinin farkına varma becerilerin destekler. Problem çözme becerileri ve yeni fikirler üretme ve en önemlisi çocukların rekabet olmayan ortamda eğlenerek iş birliği kurduğu bir ortam hazırlar.

Gelişimin temelinde yer alan beslenme aktivitesi bazen çocuklar için çok zorlayıcı olabilmektedir ve çocuklar bir çok açıdan  besinleri kendi içinde sınıflandırıp sadece kendilerini rahat hissettikleri besinleri yemek isteyebilirler.

 

Oral duyusal modülasyon ve oral duyusal algı- ayırt etme problemleri, oral motor kas kuvvetinin yetersiz olması, kasların koordine şekilde çalışmaması ve oral motor planlama bozukluğu ile karakterize beslenme problemleri yaşanabilir. Aynı zamanda sürece olumsuz deneyimler, ekran maruziyeti, alerji öyküsü, reflü ve diş çürükleri gibi fizyolojik ve psikolojik problemler de eşlik edebilir. Buna ek olarak çocuğun duyusal işlemlere beceriler ve duyusal modülasyonu süreçte çok belirleyici olabilmektedir.

Oyun Terapisi

Oyun terapisi, duygusal ve sosyal açıdan çeşitli güçlükler yaşayan çocukların...

Floortime Terapi

DIR Floortime Dr. Stanley Greenspan’ın tipik gelişim özellikleri gösteren çocuklar...

Otizm Spektrum Bozukluğu

Otizm spektrum bozukluğu sınırlı sosyal iletişim, sınırlı sosyal etkileşim, sınırlayıcı ve tekrarlayıcı...