Anka Çocuk

Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Bireyler İçin Destek Eğitim Programı

Bu program ile öğrenme güçlüğü olan bireylerin;

  1. Algı ve bellek becerilerinin geliştirilmesi
  2. Motor planlama becerilerinin geliştirilmesi
  3. Dil ve iletişim becerilerinin geliştirilmesi
  4. Kendini düzenleme stratejilerinin kazandırılması
  5. Sosyal uyum becerilerinin kazandırılması
  6. Erken okuryazarlık, erken matematik, matematik, ilk okuma yazma, akıcı ve doğru okuma, okuduğunu anlama, yazılı ifade, dinlediğini anlama ve dil bilgisi alanlarında akademik becerilerinin desteklenmesi hedeflenmektedir.

Otizm spektrum bozukluğu olan bireyler kendileri için belirlenen hedef davranışlara ulaşmak için sistematik öğretime gereksinim duyarlar. Sistematik öğretim davranış analizi ilkelerini temel alarak öğretimin bir plan doğrultusunda tutarlı bir şekilde sunulmasıdır. Sistematik öğretimin amacına ulaşması öğretimde etkililiği araştırmalarla ortaya konmuş etkili öğretim yöntemlerinin kullanılmasıyla mümkündür. Bu yöntemlerin neler olduğuna ilişkin farklı kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan çalışmalar bulunmakta; bu çalışmaların sonuçları otizm spektrum bozukluğu olan bireyler için etkili olan yöntemler konusunda bir bakış açısı sunmaktadır. İzleyen başlıklarda akademik becerilerin öğretiminde kullanımı önerilen öğretim yöntemleriyle birlikte söz edilen etkili yöntemlere yer verilmiştir.

Yanlışsız Öğretim Yöntemleri: Yanlışsız öğretim yöntemleri otizm spektrum bozukluğu olan bireylere tek basamaklı ve zincirleme becerilerin öğretiminde kullanılan etkili öğretim yöntemleridir. Yanlışsız öğretim yöntemlerinde, birey tepkide bulunmadan önce ipucu sunularak bireyin doğru tepkide bulunması sağlanır. Yanlışsız öğretim yöntemleri; a) sabit bekleme süreli öğretim, b) artan bekleme süreli öğretim, c) eş zamanlı ipucuyla öğretim, d) davranış öncesi ipucu ve sınamayla öğretim, e) ipucunun sistematik olarak geri çekilmesiyle öğretim, f) davranış öncesi ipucu ve ipucunun geri çekilmesiyle öğretim, g) aşamalı yardımla öğretim, h) ipucunun giderek artırılmasıyla öğretim olarak sekiz grupta toplanır. Bu yöntemlerin her birinin uygulama basamakları farklılık göstermekle birlikte planlamada dikkate aldıkları ögeler ortaklık gösterir. Bu ögeler hedef uyaran, kontrol edici ipucu, deneme, yanıt aralığı, denemeler arası süre ve kontrol edici ipucunda yapılan silikleştirmedir.

Hedef uyaran, bireyin tepkide bulunmasına zemin hazırlayan davranış öncesi uyaran olarak tanımlanmaktadır. Kontrol edici ipucu, öğretim sırasında bireyin doğru tepki vermesini sağlayacak olan ve birey için uygun olan tepki ipucudur. Deneme, bir öğretim oturumundaki davranış öncesi uyaranları, bireyin davranışını ve davranış sonrası uyaranları kapsar. Bir öğretim oturumunun kaç denemeden oluşacağı öğretim öncesinde belirlenir. Bu amaçla bireyin dikkat süresi ve kazandırılacak becerinin basamaklarının sayısı dikkate alınır. Yanıt aralığı, hedef uyaran ve ipucu sunulduktan, sonra bireyin yanıt vermesini beklemek üzere geçen süre olarak tanımlanmaktadır. Yanıt aralığının uzunluğuna karar verilirken, bireyin ve becerinin özelliklerine dikkat edilir. Denemeler arası süre, bireye hedef uyaran ve kontrol edici ipucu sunulduktan ve yanıt aralığı süresince bireyin yanıt vermesi beklendikten sonra yeni bir hedef uyaran sunmak üzere geçen süredir. İpucunun silikleştirilmesi ise sunulan tepki ipuçlarının zaman içinde türü ve miktarının değiştirilmesi ya da bir kerede tamamen ortamdan kaldırılmasıdır. İpucunun türünde yapılan değişiklik farklı ipucu kullanmayı gerektirir. Örneğin, model olma ipucundan sözel ipucuna geçiş ipucunun türünde yapılan bir değişikliktir. İpucunun miktarında değişiklik ise sunulan ipucunun yavaş yavaş arttırılması ya da azaltılması anlamına gelmektedir. Kullanılan öğretim yöntemine bağlı olarak bu silikleştirme türlerinden hangisinin kullanılacağına karar verilir. Aşağıda otizm spektrum bozukluğu olan bireyler için sıklıkla kullanılan yanlışsız öğretim yöntemlerinden sabit bekleme süreli öğretim ve eşzamanlı ipucuyla öğretim yöntemlerine ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

Sabit Bekleme Süreli Öğretim: Tek basamaklı ve zincirleme becerilerin öğretiminde kullanılan etkili öğretim yöntemlerinden biridir. Sabit bekleme süreli öğretimde (a) sıfır saniye bekleme süreli denemeler ve (b) sabit bekleme süreli denemeler olmak üzere iki tür öğretim denemesi vardır. Sıfır saniye bekleme süreli denemelere öğrenciye dikkat sağlayıcı ipucu sunularak başlanır. Bu amaçla “Bugün seninle ... öğreneceğiz. Hazır mısın?” gibi ifadeler kullanılabilir. Bu süreçte bireyin hazır olduğunu jest, mimik, vücut hareketleri ile göstermesi ya da sözel olarak ifade etmesi pekiştirilerek öğretime başlanır. Ardından bireye hedef uyaran sunulur. Hedef uyaranın hemen ardından ise birey için uygun kontrol edici ipucu sunulur. Kontrol edici ipucu olarak jestsel ipucu, sözel ipucu, görsel ipucu, model ipucu, fiziksel ipucu sunulabilir. İpucunun ardından bireyin doğru tepkide bulunması için 4-5 saniye beklenir. Bireyin doğru tepkileri birincil ve ikincil pekiştireçlerden biri kullanılarak pekiştirilir. Birey yanlış tepkide bulunduğunda ise ipucu tekrar sunularak hata düzeltmesi yapılabilir ya da bir sonraki denemeye geçilebilir. Sözü edilen bu döngü bir denemeyi oluşturur. Öğretmen planlandığı sıfır saniye bekleme süreli denemeler sona erdiğinde sabit bekleme süreli denemelere geçer.

Sıfır saniye bekleme süreli deneme sayısının ne olması gerektiğine ilişkin genel geçer bir kural bulunmamaktadır. Bu amaçla belirli sayıda deneme ya da oturum sayısı temel alınabileceği gibi birey sıfır saniye bekleme süreli denemelerde %100 düzeyinde doğru tepkide bulununcaya değin bu denemelere devam edilebilir. Bireyin bu denemelerde %100 düzeyinde tepkide bulunup bulunmadığını belirlemek için ise her öğretim öncesinde ya da belli aralıklarla kontrol edici ipucunun sunulmadığı değerlendirme (yoklama) oturumlarına yer verilir.

Sıfır saniye bekleme süreli denemelerin ardından sabit bekleme süreli denemelere geçilir. Sabit bekleme süreli denemelerde de öncelikle dikkat sağlayıcı ipucu sunulur. Ardından öğretmen hedef uyaranı sunar. Bireyin tepkide bulunması için 4-5 saniye bekler. Birey bu süre içerisinde doğru tepkide bulunursa pekiştirilir, birey bu süre içerisinde doğru tepkide bulunamazsa kontrol edici ipucu sunulur. Birey ipucu sunulmadan önce doğru tepkide bulunursa veri toplama formunda ipucundan önceki doğru tepkiler kısmına “+”, yanlış tepkide bulunursa “-”; birey ipucu sunulduktan sonra doğru tepkide bulunursa veri toplama formuna ipucundan sonraki doğru tepkiler kısmına “+”, yanlış tepkide bulunursa “-” işareti konulur. Bireyin tepkide bulunmadığı durumlarda veri toplama formunda tepkide bulunmama kısmına işaretleme yapılır. Birey ipucu sunulmadan önce geçen süre içerisinde doğru tepkide bulununcaya değin bu denemelere devam edilir.

Eşzamanlı İpucuyla Öğretim: Eşzamanlı ipucuyla öğretim denemeleri sabit bekleme süreli öğretimde açıklanan sıfır saniye bekleme süreli denemeler gibi gerçekleştirilir. Bu denemelere dikkat sağlayıcı ipucu sunularak başlanır. Öğretmen “Bugün ... öğreneceğiz. Hazır mısın?” gibi ifadelerle bireyin dikkatini hedef davranışa ve öğretime çeker. Bireyin hazır olduğunu jest, mimik, vücut hareketleri ile göstermesi ya da sözel olarak ifade etmesi pekiştirilerek öğretime başlanır. İlk olarak hedef uyaran, hemen ardından ise kontrol edici ipucu sunulur. İpucunun ardından bireyin doğru tepkide bulunması için 4-5 saniye beklenir. Bireyin doğru tepkileri birincil ve ikincil pekiştireçlerden biri kullanılarak pekiştirilir. Birey yanlış tepkide bulunduğunda ise ipucu tekrar sunularak hata düzeltmesi yapılabilir ya da bir sonraki denemeye geçilebilir. Sözü edilen bu döngü bir denemeyi oluşturur.

Eşzamanlı ipucuyla öğretim denemelerinde bireylere bağımsız olarak tepkide bulunma fırsatı verilmediğinden bireylerin hedef davranışı edinip edinmediği kontrol edici ipucunun sunulmadığı değerlendirme (yoklama) oturumları ile belirlenir. Bu amaçla her gün öğretime başlamadan önce ya da belli aralıklarla yoklama oturumları düzenlenir.

Öykü Temelli Uygulamalar: Öykü-temelli uygulamalar, otizm spektrum bozukluğu olan bireylere sosyal beceriler başta olmak üzere farklı beceri alanlarına ait hedef davranışları öğretmek üzere öykülerin, senaryoların kullanıldığı etkili öğretim yöntemlerinden biridir. İzleyen başlıkta bu uygulamalar arasında yer alan sosyal öyküler ve güç kartı stratejisine ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

Sosyal Öyküler: Sosyal öyküler, sosyal beceriler, toplumsal yaşam becerileri ve güvenlik becerileri gibi becerilerin öğretiminde kullanılan etkili öğretim yöntemlerinden biridir. Sosyal öykülerin öğretimde kullanımı sosyal öykünün yazımı ve sosyal öykünün uygulanması olmak üzere iki aşamalı bir süreci gerektirir. İlk aşama sosyal öykünün yazımı aşamasıdır. Bu aşamada belirlenen hedef davranışın sergilendiği ya da sergileneceği ortam, durum ve koşullara ilişkin bilgiler toplanır. Ardından sosyal öykülerin yazımına geçilir. Sosyal öyküler (a) betimleyici cümle ve (b) rehberlik edici cümle türlerine belli oranlarda yer verilerek yazılır. Betimleyici cümleler hedef davranışla ilişkili kültürel değerleri vurgulayan; bir kişinin bilgi, duygu, düşünce, inanç, motivasyon, kişilik gibi içsel durumunu tanımlayan; kültürde yaygın olarak paylaşılan inançlar, değerler ya da gelenekleri tanımlayarak ilgili duruma ilişkin anlamı güçlendiren cümlelerdir. Rehberlik edici cümleler ise, doğru davranışı tanımlama yoluyla davranışın nasıl sergileneceğine yön veren cümlelerdir. Sıralanan cümle türleri kadar bu cümlelerin öykü içindeki oranları da sosyal öykülerin yazımında mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Bu cümlelerin öykü içindeki oranları için “Öyküdeki toplam betimleyici cümle sayısı/Rehberlik edici toplam cümle sayısı>2” formülü dikkate alınır. Cümle türleri ve oranlarına ilişkin kurallara ek olarak sosyal öykü yazımında dikkat edilmesi gereken diğer noktalara aşağıda yer verilmiştir:

  1. Öykünün içeriğini yansıtan bir başlık olmalıdır.
  2. Öyküde giriş, gelişme ve sonuç bölümleri yer almalıdır.
  3. Öykü 5N1K sorularının yanıtlarını içerecek şekilde yazılmalıdır.
  4. Öykü bireyin ağzından ve bakış açısından yazılmalıdır.
  5. Öykü olumlu ifadeler kullanılarak yazılmalıdır.
  6. Öykü tek bir hedef davranışa yönelik olarak yazılmalıdır.
  7. Öykü geniş zaman kipinde yazılmalıdır.

 

Sosyal öykülerin yazımının ardından sosyal öykülerin uygulanmasına geçilir. Öğretmen hazırladığı sosyal öyküyü birey hedef davranışı sergileyeceği ortama girmeden önce ya da kendisine hedef davranışı sergileme fırsatı verilmeden önce sunar. Öncelikle öğretmen “Senin için harika bir öyküm var. Şimdi bu öyküyü okumanın tam zamanı. Hazır mısın?” diyerek bireyin dikkatini öyküye çeker. Ardından öğretmen öyküyü okur ya da bireyden okumasını ister. Öykünün sunumunun ardından bireyin öyküyü anlayıp anlamadığını değerlendirmek üzere 5N1K soruları sorulur. Birey sorulara doğru yanıt verdiğinde pekiştirilir, yanlış yanıt verdiğinde ya da yanıt vermediğinde öykü ya da ilgili cümle yeniden okunabilir ya da doğru yanıt söylenebilir. Bireyin öyküyü anladığından emin olunduktan sonra birey hedef davranışı sergileyeceği ortama yönlendirilir ya da öğretmen tarafından hedef davranışı sergileme fırsatı yaratılır. Birey hedef davranışı belli bir doğrulukta sergilemeye başladıktan sonra öykünün silikleştirilmesi sürecine geçilir. Bu amaçla öykünün okunma sıklığı azaltılabilir ya da yönlendirici cümle öyküden çıkarılabilir. Birey hedef davranışı sosyal öykü okunmadan gerçekleştirinceye değin sosyal öykü silikleştirilerek sunulmaya devam edilir.

Güç Kartı Stratejisi: Sosyal becerilerin ve iletişim becerilerinin öğretiminde kullanılan etkili yöntemlerden biridir. Bu yöntemde otizm spektrum bozukluğu olan bireylerin karakteristik özelliklerinden biri olan sınırlı ve yoğun ilgi alanından yararlanılır; bu amaçla bireyin yoğun ilgi duyduğu kahraman (ör. çiçek, bebek) ve/veya ilgi alanı (ör. futbol takımı) belirlenir, bu bağlamda senaryo (öykü) ve güç kartı hazırlanır ve uygulanır. İlk olarak bireye kazandırılması amaçlanan hedef davranışa yönelik kısa bir senaryo (öykü) hazırlanır ve bireyin hedef davranışı sergilemesi için ipucu niteliğinde olan güç kartı oluşturulur. Birinci aşamada senaryoda, kahramanın ya da ilgi alanının hedef davranışı gerçekleştireceği bağlam kısaca tanıtılır, hedef davranışı sergileme gerekçesi vurgulanır ve sergilediği uygun davranışlar en fazla beş cümle olacak şekilde ifade edilir. Son olarak, kahramana ve/veya ilgi alanına ilişkin uygun bir görsel ve otizm spektrum bozukluğu olan bireyi hedef davranışı sergilemeye güdüleyici bir cümle yazılarak senaryo tamamlanır. Güç kartının oluşturulduğu ikinci aşamada ise, senaryonun özeti oluşturulur. Bu amaçla, senaryoda yer alan kahramanın/ilgi alanının hedef davranışı sergileme gerekçesi, sergilediği uygun davranışın vurgulandığı cümleler, güdüleyici cümle ve görsel destek küçük bir karta (ör. kartvizit boyutu) yazılır. Güç kartı stratejisinin uygulama aşamasında ise öncelikle senaryo ve güç kartı bireye okunur ya da bireyden okuması istenir. Ardından, okunan senaryo ve güç kartına ilişkin birkaç 5N1K sorusu sorulur ve güç kartı bireye verilir veya görebileceği bir yere konur. Birey, hedef davranışın sergileneceği ortama ya da etkinliğe yönlendirildikten sonra doğru tepkide bulunması durumunda bu davranışı pekiştirilir. Yanlış tepki ya da tepkide bulunmama durumunda ise güç kartını okuması veya göz atması için ipucu sunulur. Bireyin performansı belirlenen düzeye geldiğinde ise, güç kartı stratejisinin silikleştirmesi aşamasına geçilir. Bu aşamada, güç kartı ve senaryo tamamen ortadan kaldırılabileceği gibi yalnızca senaryo geri çekilebilir, belirli zaman aralıklarıyla sunulabilir ya da güç kartı mesafe olarak uzaklaştırılabilir. 

Video Modelle Öğretim: Bireyin hedef davranışın akran, yetişkin bir model ya da kendisi tarafından sergilendiği videoyu izlemesini ve ardından bu davranışı yerine getirmesini içeren etkili bir öğretim yöntemidir. Video modelle öğretimde ek olarak bireyin davranışın yapılışını kendi bakış açısından izlemesi sağlanarak davranışı kendisinin yaptığını hissettiği uygulamalara da yer verilebilir. Video modelle öğretimin, öğretimde kullanımı videonun hazırlanması ve videonun sunumu olmak üzere iki aşamalı bir süreci gerektirir. Video modelle öğretim için ilk aşama hedef davranışın sergilenişini gösteren bir videonun hazırlanmasıdır. Bu amaçla hedef davranış ve modeller belirlenir. Ardından görüntüler çekilerek düzenlenir. Bu süreci videonun sunumu aşaması izler. Hazırlanan video görüntüleri birey hedef davranışı sergileyeceği ya da sergileme olasılığı bulunan ortama girmeden önce bireye izlettirilir. Videonun bireye izlettirilmesi aşamasında “Senin için bir video hazırladım. Şimdi videoyu izlemenin tam zamanı.” gibi ifadeler kullanılarak bireyin dikkati hedef davranışa ve videoya çekilir. Bu aşamada koşullara bağlı olarak bilgisayarlar, tabletler, cep telefonları, akıllı tahtalar gibi araç-gereçler kullanılabilir. Video sunumunun ardından bireye hedef davranışı sergilemesi için fırsatlar verilir.

Bilişsel Süreç Yaklaşımı: Problem çözme yaklaşımı olarak da adlandırılan bilişsel süreç yaklaşımıyla otizm spektrum bozukluğu olan bireylere sosyal becerileri tek tek kazandırmak yerine, sosyal durumla ilgili olarak problem çözme becerisinin kazandırılması amaçlanır. Bu amaçla otizm spektrum bozukluğu olan bireylere, sosyal durum için amaçları belirleme, sosyal duruma ilişkin ipuçlarından yararlanarak problemin ne olduğunu ortaya koyma, sosyal duruma ya da amaçlara en uygun olacak çözüm yollarını belirleme, en uygun olan çözüm yolunu seçme ve seçtikleri yolun sonuçlarını değerlendirmeleri öğretilir. Başka bir deyişle bu bireylere problem çözmek için gerekli stratejiler öğretilmiş olur. Sosyal becerilerin bilişsel süreç yaklaşımıyla öğretiminde sosyal kodlama, sosyal karar verme, sosyal davranışta bulunma ve sosyal değerlendirme olmak üzere dört aşamalı bir süreç izlenir:

Sosyal Kodlama: Otizm spektrum bozukluğu olan bireyler, ilk olarak var olan durumu gözlemler, sosyal problemin ne olduğunu anlarlar. Bunu anlayabilmek için sosyal durumu gözlemledikten sonra kendilerine “Ne oldu?” sorusunu sorarlar ve bu soruya yanıt verirler.

Sosyal Karar Verme: Sosyal durumu gözlemleyip sorunun ne olduğuna karar veren otizm spektrum bozukluğu olan bireyler, bu durumda ne yapacakları ile ilgili alternatif çözüm yolları önerirler. Alternatif çözüm yollarını üretebilmek için otizm spektrum bozukluğu olan bireyler kendilerine “Bu kişinin yerinde olsaydım, ben neler yapabilirdim?” sorusunu sorar ve yapabilecekleri altenatif davranışları sıralarlar.

Sosyal Performans: Bu aşamada sorunu çözmek için uygulayabilecekleri davranışlarla ilgili alternatif yollar üreten otizm spektrum bozukluğu olan bireyler sosyal durumla en iyi şekilde baş etmelerini sağlayacak olan davranışları seçerler. Önerdikleri davranışlardan hangisini seçeceklerine karar vermek için otizm spektrum bozukluğu olan bireyler “Hangisini yapmalıyım?” sorusunu sorarlar, hangi davranışı ve neden bu davranışı seçeceğini söylerler.

Sosyal Değerlendirme: Hangi davranışı seçeceğine karar veren otizm spektrum bozukluğu olan bireyler seçtikleri davranışla ilgili kendilerini değerlendirirler. Başka bir deyişle otizm spektrum bozukluğu olan bireyler seçtikleri davranışı sergilediklerinde, bunun sonuçlarının ne olacağını değerlendirirler. Burada bireylerden ortaya koyduğu çözüm yolunun etkililiğini değerlerlendirmeleri istenir. Bunun için otizm spektrum bozukluğu olan bireyler kendilerine, “Bunu yaptığımda ne hissederdim?”sorusunu sorarlar ve cevabını verirler. Daha sonra bireyler kendilerine “Bunu yaptığımda karşımdaki kişi ne hissederdi?” sorusunu sorarlar ve cevabını söylerler.

Temel Tepki Öğretimi: TTÖ yöntemi çocuklara doğal çevrelerinde öğrenme fırsatları sunmayı amaçlayan, bilimsel araştırmalarla yerleşik düzeyde kanıta dayalı olduğu belirlenmiş doğal davranışsal öğretim yöntemidir. Özellikle otizm spektrum bozukluğu olan çocuklarda dil ve iletişim ve oyun becerilerinin öğretiminde etkili bir öğretim yöntemidir. Diğer doğal davranışsal dil öğretim yöntemlerinde olduğu gibi TTÖ yönteminde de amaç becerilerin genellemesini sağlamak, ipucu bağımlılığını önlemek ve motivasyonu desteklemektir. TTÖ yönteminde hedef becerilerin kazandırılmasında, otizm spektrum bozukluğu olan çocuklar için hayati olduğu ve ele alındığında hedeflenmeyen becerilerin de ortaya çıkmasına yardımcı olduğu görülen temel alanlar üzerinde durularak müdahale gerçekleştirilir. Bu alanlar, motivasyon, çoklu uyaranlara tepki verme, kendini yönetme, etkileşim başlatma ve empatidir. Bu alanlar üzerinde kaydedilecek gelişmeler; çocukların ipucu bağımlılığını azaltır, onların kendi kendilerine öğrenmelerine zemin hazırlar ve kazanılan becerilerin genellemesine fırsat sağlar. Motivasyon ele alınan ilk temel alanlardan biri olup TTÖ yöntemi ile yürütülen müdahalelerde hedef beceriler; bu alanı desteklemek için geliştirilmiş tekniklere yer verilerek kazandırılır. Çoklu uyaranlara tepkide bulunma, nesnelerin sadece bir özelliğine tepkide bulunmayı değil o nesnenin farklı cinslerine de tepkide bulunmayı hedef alır. Kendini yönetme becerisi çocuğa uygun olan ve olmayan davranışları ayırt ettirmeyi, uygun davranışlar için veri toplamayı ve kendi kendisini pekiştirmeyi öğretmeyi amaçlar. Kendiliğinden başlatma becerileri desteklenerek bireylerin sosyal çevrelerde ve öğrenme ortamlarında daha aktif olması sağlanması amaçlanmaktadır. 

Karşılıklı Taklit Eğitimi: Alan yazında yeni ve bilimsel araştırmalarla desteklenerek kanıta dayalı bir taklit eğitimi yöntemi olan KTE, çocuk ile yetişkin etkileşimi içerisinde çocuğun ilgi ve katılımını amaçlamaktadır. KTE; doğal, davranışsal ve gelişimsel yaklaşımı temel alan müdahale tekniklerinin, sosyal ve iletişimsel karşılıklılık temeline dayalı olarak oyun etkileşimi içerisinde model olunan nesneli eylemler ve jestlerin kendiliğinden taklit edilmesinin öğretiminin amaçlandığı, doğal ve davranışsal taklit eğitimi yöntemidir. Bu yöntem, yetişkinin çocuğun eylemlerini ve sesletimlerini taklit ettiği, yetişkinin çocuğun eylemlerini ve iletişim amacını eş zamanlı olarak adlandırması yoluyla betimlediği dilsel haritalama, eylemlere ilişkin model olmak amacıyla açık uyaran sunulduğu model olma ve pekiştirme ve hata düzeltmek için ipucu sunma tekniklerini içermektedir. Bu yöntemde, oyun etkileşimi içerisinde birbirileri ile bağlamsal ilişkili gelişimsel olarak erken dönemde ortaya çıkmaya başlayan sosyal nesneli eylemler ve sosyal jestler hedef taklit eylemleri olarak seçilmektedir. On nesneli eylem ile on jest olmak üzere toplam yirmi eylemin taklit edilmesi paket olarak öğretilmektedir. Çocuğun belirli bir öğrenme gereksinimi yerine diğerlerinin iletişimsel ve sosyal açıdan ilginç olan eylemlerini sergilediğini gördüğünde, kendiliğinden taklit etmesi hedeflenmektedir. Bu nedenle, KTE’de eylemlere model olunurken “Sen de yap.” gibi sözel bir ayırt edici ipucu kullanılmamaktadır (ör. hedef nesneli eylemlerden oyuncak ayının beslenmesinin öğretimi yapılırken, model olma aşamasında sadece yemek yeme sesleri çıkarılarak “Ayıcık acıkmış.” denilmektedir).

Özel eğitime gereksinimi olan bireyler, öğrenme sürecinde farklı ve çoklu öğrenme tekniklerinin kullanılması ve birden çok duyuya hitap eden uygulamaların yürütülmesi durumunda daha rahat öğrenirler. Yetersizlikten etkilenmiş her bir bireyin yetersizlikten etkilenme türü, derecesi, yetersizliğin oluş zamanı, sağlanan hizmetler ve bireysel özellikleri birbirinden farklıdır. Buna bağlı olarak öğrenme düzeyleri de birbirinden oldukça farklılık göstermektedir. Bu nedenle her bireyin bireysel özelliklerine uygun olarak BEP hazırlanması gerekmektedir. BEP, yetersizlikten etkilenmiş bireyin eğitim gereksinimlerini uygun eğitim ortamlarında gerekli destek hizmetleriyle karşılamaya yönelik geliştirilen yazılı bir dokümandır. BEP, yetersizlikten etkilendiği belirlenen her bir birey için geliştirilmelidir. Özel eğitime başlamadan önce BEP’in geliştirilmesi, verilecek özel eğitim hizmetinin bireyin gereksinimlerine uygun olarak düzenlenmesi için gereklidir. BEP; yetersizlikten etkilenmiş bireyin var olan performans düzeyini, yıl sonunda/dönem sonunda bireyde gerçekleşmesi beklenilen hedefleri, eğitim hizmetlerini ve bu hizmetlerin süresini içermelidir. Ayrıca birey için eğitim ortamları ya da kademeleri arasında sağlanacak geçiş hizmetlerini ve ilerlemelerin ölçümlenmesini de kapsamalıdır.

BEP hazırlanırken bireyin gereksinimlerinin belirlenmesi için değerlendirmelerin öğretim sürecinin başlangıcında, öğretim sürecinde, sonunda ve yıl sonunda yapılması gerekmektedir. Bu süreçte özellikle başlangıçta kaba ve ayrıntılı değerlendirmelerin bireyin gerçek performansını yansıtacak şekilde yapılması önem arz etmektedir. Ölçme ve değerlendirme uygulamaları yürütülürken temel ilke olarak biçimlendirici (süreci değerlendirme) ve özetleyici değerlendirme (yıl sonu genel değerlendirme) süreçleri izlenmeli, farklı veri toplama yöntemleri ile ölçme araçları kullanılmalıdır.